Tesadüfen odayı keşfetti, magmaya ilerliyor! 100 milyon dolar her şeyi değiştirecek

Derleyen: Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Aslında her şey 2009 yılında Kuzey İzlanda’daki Krafla yakınlarında yapılan bir kazı çalışmasında yerin 4,02 kilometre altında potansiyel magma odası keşfedilmesiyle başladı. Bilim insanları hemen bölgeye sondaj yapmaya başladı. Ancak ne yazık ki yaklaşık 1,60 kilometreye indiklerinde, sondaj ekipmanları sıkıştı ve geri çıktığında volkanik cam parçaları taşıyordu. İşte o an bilim insanları magma odasına rastladıklarını fark ettiler. Yapılan birkaç ölçümden sonra sondaj kuyusu çok ısındı ve operasyon durduruldu. Soğutmak için kuyunun içine soğuk su döküldü ancak içinden siyah dumanlar çıkararak ekipmanların zarar görmesine neden oldu. 15 yıl sonra Krafla Magma Testbed (KMT), bilimin sınırlarını zorlayarak, bu odaya tekrar sondaj yapmayı planlıyor. Peki ama İzlanda neden magmaya doğru tünel açıyor?

Yerin derinliklerindeki magma, yeryüzünün en az keşfedilmiş alanlarından biri. Volkanik bölgeler çevresinde jeotermal gelişmenin ileri düzeyde olmasına rağmen ne yazık ki bugüne kadar magmayı delmek ve yerinde anlamlı ölçümler almak konusunda pek bir başarı sağlanamadı. Geçmişte magma sondajı vakaları yaşandı ancak çoğunlukla zamanın teknolojik sınırlamaları nedeniyle bunlardan hiçbir zaman tam anlamıyla yararlanılamadı. Bu nedenle magma, yerkabuğunun henüz sırrı çözülemeyen bir sınır olarak tanımlandı.

DÜNYA ÜZERİNDEKİ İLK MAGMA ODASI

İzlanda’daki bilim insanları ise bu gizemli bölgeye ulaşarak enerjinin sınırlarını zorlamak istiyor. Bu hedef doğrultusunda Krafla Magma Testbed (KMT), dünya üzerindeki ilk magma odası araştırma merkezini kurmayı planlıyor. Magma eski ve yoğun olduğundan, patlaması ya da kuyudan dışarı akma riski düşük. Ancak standart sondaj ekipmanları, bu koşullarda hayatta kalamaz. Çözüm ise oldukça basit: Magmayı katılaştırmak. Geçen seferkine nazaran daha hazırlıklı olan ekip, sondaj ucunun önündeki magmayı dondurarak camımsı bir kaya oluşturmayı planlıyor. Bu sayede ekipman yerleştirildikten sonra çökecek ve magma odasının iç sıcaklığını ilk kez ölçebilecekler.

İzlanda’daki Krafla yarığındaki Hverir Namafjall’da doğal jeotermal enerji çıkışı

MAGMA HAKKINDA ÇOK AZ ŞEY BİLİYORUZ

Bilim insanlarının volkanlar hakkında bildiklerinin çoğu yüzey gözlemlerine dayanıyor. Ancak magma, lav hâline geldiğinde yüzeye çıkarken gazların çoğunu kaybediyor. Bu yüzden patlamadan önceki magma bileşimi hakkında çok az şey biliyoruz. Aslında doğrudan magma örneklemesi, magmanın bileşimi hakkında önemli bilgiler sağlayabilir ve bu da yer altındaki yolunu izlememize yardımcı olabilir. Donmuş magma camı, değerli magmatik gazları içeren baloncuklar da barındırabiliyor.

KMT’den gelen magmadaki koşullar hakkındaki belirsizliklerin azaltılması, başlangıç ​​maliyetlerini azaltacak. KMT, jeotermal enerji ekonomisini, Krafla’daki geleneksel bir kuyu ile yanlışlıkla magmaya giren IDDP-1 kuyusu arasındaki fark olduğu gösterilen büyüklüğe kadar geliştirerek, jeotermal endüstrisinde devrim yaratmayı hedefliyor. Bu, magmaya yakın koşullara dayanabilecek yeni ve yenilikçi üretim kuyuları tasarlanarak gerçekleştirilecek.

AÇILAN DELİKLE SINIRSIZ ENERJİ ÜRETİMİ HEDEFLENİYOR

Magma, çevresindeki kayaların bileşimini değiştirerek enerji toplama sürecini daha verimli kılabilir. İzlandalı bilim insanları, yerin 1,60 kilometre altındaki magma odasına bir delik açarak sınırsız enerji üretmeyi hedefliyor. Magmaya sondaj yaparak jeotermal enerjiyi daha verimli hâle getirmeyi düşünen KMT, böylece bir magma kütlesine yakın jeotermal enerji üretmek için araştırma ve gösteri tesisi olarak hizmet verecek. KMT başarılı olursa, volkanik faaliyetler hakkında yeni bilgiler sunabilir.

Jeotermal, gücü ve kesintili olmaması nedeniyle enerji geçişinde bir müttefik ve fosil yakıtlardan geçiş yapmamıza yardımcı olacak yeşil enerji karışımının bir parçası olarak düşünülebilir. Örneğin, magmaya yakın jeotermal enerjiyi kullanmanın yollarını geliştirmek, magmanın kabukta nispeten yüksek olduğu okyanus tabanı yarık bölgeleri gibi yeni enerji kaynaklarına yol açabilir. Jeotermalin tamamı uygun maliyetli, istikrarlı, çevre dostu ve güvenilir bir temel yük enerjisi olarak değerlendirilebilir. Magma enerjisi; yüksek riskli ve yüksek ödüllü bir jeotermal enerji kaynağı olarak düşünülebilir.

MAGMA ODASINA İLK SONDAJ 2026’DA YAPILACAK

Bu nedenle proje, hem volkanik faaliyetlerin anlaşılmasında hem de enerji üretiminde büyük adım olabilir. KMT’nin hedefi, 2026’da magma odasına ilk sondajı yapmak. Ancak bu büyük hedef için yaklaşık 100 milyon dolar gerekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir